- SERVİS: Oyuna baslangic vurusu.
- KORT:Tenis sporunun yapildigi alan(saha).
- RAKET:Tenis sporunun oyananabilmesi icin gereken arac.
- VOLE(BLOK):File onu vurusu.
- GRAND SLAM:Dunyadaki en onemli dort buyuk turnuvaya verilen isim.
- FOREHAND:El onu vurusudur.
- BACKHAND:El arkası vurusudur.
- FİLE:Tenis kortunu ortadan ikiye boler.
- TENİS:Bir raket sporudur.
- MUSABAKA:Belirli bir hedef icin yapilan mucadele.
“Bu blog Yrd.Doç.Dr. Arif Çömek’in verdiği Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı dersi için hazırlanmıştır.”
20 Haziran 2016 Pazartesi
TEMEL KAVRAMLAR
1.KONU ANLATIMI
1. Dünyada Tarihsel Gelişimi
Bugünkü tenisin kökeni ‘ jeu de paume ‘ (avuç içi oyunu ) denilen ve 13. yüzyılda Fransa ‘ da kralın huzurunda oynanan bir oyuna dayanmaktadır. İngiltere‘ de bu gelenek ilk kez 8. Henry ile başlamıştı. O dönemlerde sadece soylular tarafından oynanabilen ve giderek saraydan halka yayılan bu oyun biçiminde, içinde yün yumak ya da kıl doldurulmuş koyun derisinden yapılan bir tür top, raket yerine de eller kullanılmaktaydı.
Tenisin ilk senelerinde oyunun ilk vuruşunu başlatmak için bir uşak topu hareketlendirmiştir. İngiltere Kralı 8. Henry sadece topları hareket ettirmek için bir uşak tutmuştur. O zamanlarda servisle puan kazanılması düşünülememiştir (Ortaç, 2004).
Wimbledon tenis turnuvası günümüzde; Grand Slam ‘in çim zeminli tek ayağı olması ve düzenleme tarihinin (haziranın son haftası ile temmuzun ilk haftası) uzun yıllar değişmemesi gibi özellikleriyle, geleneklere en sadık organizasyonların başında gelmektedir. Bermuda’daki yarışları izleyen Mary Quter Bridge adındaki ABD’li bir bayan , tenisi ABD’ye tanıttı. Ardından bayan Whitman da çabalarıyla tenis , ABD’de hızla yaygınlaştı.
Tenis Türkiye’ de 1900’lü yıllarda, İngiliz diplomatlar aracılığıyla tanıtıldı. 1905’li yıllarda İzmir, Bornova ve Karşıyaka’da Levantenler arasında tenis oynanıyodu. Daha sonra Jack Seoger, Simonds, Binnis ve Weis adındaki İngilizler, Kadıköy’de de bir tenis kulübü kurarak küçük moda’ daki tenis kortunda müsabakalar düzenlemeye başladılar. Bunu Maçka Palas Kortu, Güzelbahçe’deki Mon Ceri’nin Kortu, Çınar Caddesindeki Barba’nın Kortu , Rumeli caddesindeki Yahya’nın Kortu, Harbiye Orduevi Kortu, Güneş Kulübü Kortları, Cihangir ve Tarabya Kortları izledi.
Tenisçilerimizin uluslararası alanda ilk kez katıldıkları 1930 Balkan Şampiyonası’nda, Sedat Erkoğlu, Vahram Şirinyan I. oldular.1924 yılında suat subay, Çelenç kupası’nı alan ilk türk tenisçisi oldu. Ankara’da ise tenis ‘Kavaklıdere Sporting Tenis Kulübü’nün 1927 yılında faaliyete geçmesiyle başladı. 1946’da Tenis, Eskrim, Dağcılık (TED) Kulübü’nün Muhterem Sökmen , Avni Saşa, Cihat Tegin, Mecdi Serdengeçti, Rıza Arseven, Memduh Moran gibi isimlerin öncülüğünde kurulmasıyla birlikte Türk Tenisinde yeni atılımlar gerçekleştirildi . Özellikle Hasan Aksev’in TED’de tenis şubesinin kaptanı olması ile birlikte ülkemizde çağdaş tenisin temelleri atıldı .
KAYNAKÇA
Meydan Larousse.12.cilt. Meydan yayınevi;1990.s.56
URARTU, Ü., (1996). “Tenis , Taktik, Kondisyon”. İnkılap Kitabevi, İstanbul.
URARTU, Ü., (1994). “Tenis Teknik, Taktik, Kondisyon”. İnkılap Yayınevi, İstanbul.
JONES, C.,(1984)., “Adam Tenis”. İstanbul Adam Yayıncılık, 13–15.
KANDAZ, N., (2001). “2000 Wimbledon Tenis Turnuvası Erkekler Yarı Final ve Final Maçlarında Atılan Servislerin İstatistikî Analizi”. Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Beden Eğitimi Ve Spor AnaBilim Dalı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi.
http://66.102.9.104/search?q=cache:DuOGdHyKZRUJ:www.tenisklinik.com.tr/tekni k_6.asp+biomekanik+forehand&hl=tr&ct=clnk&cd=1&gl=tr. (25.05.2007).
KERMEN O.(2002). “Tenis Teknik ve Taktikleri”. Nobel Yayın Dağıtım. 2. Baskı. Ankara, 58–75.
Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi. 22.cilt. 1986.s. 11411-11412.
Dictionnaire Larousse Ansiklopedik Sözlük. 6. cilt. Milliyet yayınları;1993 s. 2298.
ORTAÇ, D., ‘’Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğrencilerinin Tenise Bakış Açısı ‘’ Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Antrenörlük Eğitimi Bölümü Lisans Bitirme Tezi, 2004, Ankara.
Bugünkü tenisin kökeni ‘ jeu de paume ‘ (avuç içi oyunu ) denilen ve 13. yüzyılda Fransa ‘ da kralın huzurunda oynanan bir oyuna dayanmaktadır. İngiltere‘ de bu gelenek ilk kez 8. Henry ile başlamıştı. O dönemlerde sadece soylular tarafından oynanabilen ve giderek saraydan halka yayılan bu oyun biçiminde, içinde yün yumak ya da kıl doldurulmuş koyun derisinden yapılan bir tür top, raket yerine de eller kullanılmaktaydı.
Tenisin ilk senelerinde oyunun ilk vuruşunu başlatmak için bir uşak topu hareketlendirmiştir. İngiltere Kralı 8. Henry sadece topları hareket ettirmek için bir uşak tutmuştur. O zamanlarda servisle puan kazanılması düşünülememiştir (Ortaç, 2004).
Topa sürekli olarak el ile vurulmanın acı vermesi üzerine önce tahta kürek ve tokaçlar kullanıldı. Zamanla deriden teller gerili, saplı kasnaklarla topa vurulmaya başlandı. Tenis 19. yy’ da İngiltere’ de bazı değişikliklere uğradı. İlk dönemde 1 günün 24 saat olmasından esinlenerek 24 oyundan oluşan tenis maçları, önce 12 sonraları 6 oyunlu 3 dizi üzerinden oynandı. Sayılar ise günün 24 saatinden bir saati dörde bölerek 15 , 30, 40, 60 çerçevesinde oturtuldu. Ama 40‘ tan sonra ‘oyun’ demek adet oldu. Sayı sistemindeki değişiklikler 18. yüzyılda tamamlandı. Bu oyun 1875’lerden sonra, standart raket ve toplarla oynanmaya başlandı. İlk çim kortlu tenis kulübü 1872’de Harry Gem ve J.B. Perrara tarafından Birmingham’da kuruldu. 1877’de İngiltere Wimbledon’da ilk şampiyona düzenlendi. Düzenlenen bu şampiyona, günümüzde de dünyanın en önemli tenis organizasyonu olan‘ Wimbledon tenis turnuvası‘ ydı. 1883 ‘te tenis kortunun boyutlarına standart ölçüler getirildi. İlk uluslar arası maç ,1883 temmuz’unda Amerikalı Clark kardeşler ile İngiliz ikizler, Renshawlar arasında oldu. Bayanlar arasında ilk yarışma 1884’ te yapıldı (Meydan Larousse, 1990).
Wimbledon tenis turnuvası günümüzde; Grand Slam ‘in çim zeminli tek ayağı olması ve düzenleme tarihinin (haziranın son haftası ile temmuzun ilk haftası) uzun yıllar değişmemesi gibi özellikleriyle, geleneklere en sadık organizasyonların başında gelmektedir. Bermuda’daki yarışları izleyen Mary Quter Bridge adındaki ABD’li bir bayan , tenisi ABD’ye tanıttı. Ardından bayan Whitman da çabalarıyla tenis , ABD’de hızla yaygınlaştı.
1900 yılında da ABD’li şampiyon F. Davis’in öncülüğüyle bir şampiyona başlatıldı. Ödül olarak, gümüş bir salata tabağı verildiği bu şampiyona, günümüzde de sadece erkek sporcuların katıldığı dünyanın en önemli bir organizasyonu (Davis kupası ) olarak devam etmektedir.
1927 yılında ABD’de Profesyonel Çim Tenisi Birliği (PLTA) ’nın kurulmasıyla birlikte profesyonel tenis hareketleri başladı. 1913’ te kurulmuş olan ‘ Uluslararası Tenis Federasyonu (ITF) , 1968 yılında aldığı bir kararla profesyonel ve amatör tenisçilerin aynı turnuvalarda karşılaşabilmelerine olanak tanıdı (Kriese C., 1997).
2. Türkiye’de Tarihsel Gelişimi
Tenis Türkiye’ de 1900’lü yıllarda, İngiliz diplomatlar aracılığıyla tanıtıldı. 1905’li yıllarda İzmir, Bornova ve Karşıyaka’da Levantenler arasında tenis oynanıyodu. Daha sonra Jack Seoger, Simonds, Binnis ve Weis adındaki İngilizler, Kadıköy’de de bir tenis kulübü kurarak küçük moda’ daki tenis kortunda müsabakalar düzenlemeye başladılar. Bunu Maçka Palas Kortu, Güzelbahçe’deki Mon Ceri’nin Kortu, Çınar Caddesindeki Barba’nın Kortu , Rumeli caddesindeki Yahya’nın Kortu, Harbiye Orduevi Kortu, Güneş Kulübü Kortları, Cihangir ve Tarabya Kortları izledi.
Türkler’in ilk tenis oynadıkları tarih ise 1915 oldu. Bu tarihten itibaren Türkler, Amerikan Kolejleri’nde (Talas, Tarsus, İzmir, İstanbul) tenis oynanmaya başladılar Fenerbahçe’de tenis şubesinin kurulması ile Fuat Hüsnü Kayacan ilk türk tenis hareketini başlattı. Galip Kulaksızoğlu, Zeki Rıza, İsmet Uluğ, İmrahim Cimcoz, Reşat Pekelman Cumhuriyet dönemine kadar gelen ilk öncülerdi. Vecihe Taşçı, Adriel Sadak, Nediha Baybur ise başarılı ilk Türk tenisçilerimizdi. Ankara’ da ise tenis ‘Kavaklıdere Sporting Tenis Kulübü’nün 1927 yılında faaliyete geçmesiyle başladı (Büyük Larousse, 1986).
Tenisçilerimizin uluslararası alanda ilk kez katıldıkları 1930 Balkan Şampiyonası’nda, Sedat Erkoğlu, Vahram Şirinyan I. oldular.1924 yılında suat subay, Çelenç kupası’nı alan ilk türk tenisçisi oldu. Ankara’da ise tenis ‘Kavaklıdere Sporting Tenis Kulübü’nün 1927 yılında faaliyete geçmesiyle başladı. 1946’da Tenis, Eskrim, Dağcılık (TED) Kulübü’nün Muhterem Sökmen , Avni Saşa, Cihat Tegin, Mecdi Serdengeçti, Rıza Arseven, Memduh Moran gibi isimlerin öncülüğünde kurulmasıyla birlikte Türk Tenisinde yeni atılımlar gerçekleştirildi . Özellikle Hasan Aksev’in TED’de tenis şubesinin kaptanı olması ile birlikte ülkemizde çağdaş tenisin temelleri atıldı .
1923 yılında TİCİ’nin bünyesinde kurulan Tenis Federasyonu’nun ilk başkanlığına Server Bey getirildi.1939’da bağımsız olan federasyonun başkanlığını Kerim Bükey üstlendi. Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir, Konya, Adana, İçel, Antalya, Zonguldak, Adapazarı, Trabzon, Kayseri, ve Edirne illerinde faaliyet gösteren federasyon, son yıllarda yıldız sporcu çalışmalarına ağırlık verdi. 12 yaş, 14 yaş, 16 yaş, 18 yaş, 18 yaş (+) ve 35 yaş gruplarında erkekler ve bayanlar kategorilerinde yarışmalar düzenlemeye başladı Türk Milli Takımı, Davis Kupası’na ilk kez 1948 yılında katıldı ve ülkemizde oynanan karşılaşmada Yugoslavya’ya 5-0 mağlup oldu. Bundan sonra uzun süre Davis kupası’nda tur geçemeyen milli takımımız ilk galibiyeti 1974 yılında Lübnan’ı 3-2 yenerek aldı.
1980 yılında İzmir’de yapılan İslam oyunlarında tek bayanlarda Tevfika Celaloğlu, çift bayanlarda Tevfika Celaloğlu ile Emel Erdem çifti ve karışıkta Tevfika Celaloğlu ile Kemal Ambar çiftinin şampiyonlukları Türk tenisinin en önemli başarıları arasında yer aldı.
1993 yılında, Türk tenis tarihinde ilk kez bir bayan tenisçimiz (Gülberk Gültekin ) uluslararası bir turnuvada (Satellite Tenis Turnuvası ) final oynayarak 2. oldu. Aynı yıl Türk tenisi için bir diğer önemli gelişmede, Türk Tenisini Geliştirme ve Eğitimi Vakfı’nın kurulması oldu. 1994 yılında Antalya’ da Avrupa Bayanlar Tenis Takım Şampiyonası ve Çekoslavakya’ da düzenlenen Davis Kupası elemelerinde milli takımımız 3. Oldu (Dictionairre Larousse, 1993).
128 yıllık gelişmesi sonucunda tenis sporu dünyada en fazla yapılan ve ilgi duyulan beş spor dalından biri olma noktasına gelmiştir. Özellikle “Açık Tenis” adı verilen profesyonel tenisin geçmişi henüz kısa bir süreyle sınırlı olmasına rağmen tenis sporunun bu kadar büyük bir aşama kaydetmiş olması oldukça şaşırtıcı olmuştur. Bu gelişmenin en önemli iki noktasından ilki, 1900 yılında Dwight Filley Davis’in “Davis Kupası” müsabakasını başlatmasıyla tenisi ülkeler arası rekabete açması, diğeri de 26 Ekim 1913 tarihinde 12 ülkenin kuruculuğunda Uluslararası Tenis Federasyonu’nun kurulmasıdır. Bugün 150 ülkenin üye olduğu ITF, bu üye ülkelerde yapılan her yaş ve her kategorideki amatör tenis faaliyetlerinin üst kuruluşudur. Tenisin gelişmesinde ve daha büyük kitlelere yayılmasında, Grand Slam olarak adlandırılan dört büyük tenis turnuvası da önemli rol oynamıştır. Bunlar, 1877’den bu yana yapılmakta olan Wimbledon, 1881 yılından bu yana yapılan Amerika (USA Open), 1905 yılından bu yana yapılan Avustralya (Open) ve 1925 yılından bu yana yapılan Fransa (Roland Garros) turnuvalarıdır. Bu turnuvalar Açık Tenis öncesinde olduğu gibi ondan sonra da önemlerini sürdürmeye devam etmektedirler. Profesyonelliğin gelişmesiyle, profesyonel tenisin sevk ve idaresini sağlayacak kuruluşların kurulması gündeme gelmiştir. 1973 yılından başlayarak sırasıyla (ATP) Tenis Profesyonelleri Birliği, (MIPTC) Erkekler Uluslararası Profesyonel Tenis Konseyi, (WTA) Kadınlar Tenis Birliği, (WIPTC) Kadınlar Uluslararası Profesyonel Tenis Konseyi ve son olarak da ATP ile MIPTC’ nin bir araya gelmesiyle ATP Tour kurulmuştur. Böylece profesyonel tenisin kuralları da oluşmaya başlamıştır.
Tenis; ölçüleri belirli çim, toprak ya da sentetik zemin üzerinde özel bir raket ile keçe kaplanmış özel bir topu sahanın tam ortasına yerleştirilmiş 91,4 cm yüksekliğindeki bir filenin üzerinden, karşılanması en zor şekilde rakibin ya da rakip takımın sahası içine göndermeye dayalı, tekli yada eşli oynanabilen sportif bir oyundur. (Morpa, 2005; Kermen, 2002).
Tenis oyunu cinsiyete göre üç kategoride oynanır.
Bunlar ;
1. Tekler
2. Çiftler ( Erkekler / Bayanlar )
3. Karışık(mix)
Teniste Temel Teknik Vuruşlar
Servis :
Oyun taraflardan birinin servis atışıyla başlar. Servis atma sırası oyun boyunca karşılıklı olarak yer değiştirir. Servis kullanan oyuncu atışını arka çizginin gerisinde yapmalıdır. Her oyunda ilk servis, merkez çizgisinin sağından kullanılır ve rakip sahanın solundaki servis alanına atılır. İkinci servis, merkez çizgisinin solundan kullanılır ve rakip sahanın sağındaki servis alanına atılır. Daha sonra sırası ile sağdan ve soldan, oyun bitene kadar servis atılır (TENİSKLİNİK.COM, 2007). .
Her oyundan sonra servis diğer tenisçiye geçer .Servis, tenisçinin geçerli servis atmasıyla, servisi karşılayan tenisçinin topa dokunamama haline denir. Servisler süratli ve etkili servisler olduğu için rakip (karşılayan) tarafından karşılanamaz. Direkt alınan sayı olarak da tabir edilir (KANDAZ, 2001).
El Önü Vuruş (Forehand):
El önü vuruşu sağ eliyle oynayan bir oyuncunun sağ tarafından yaptığı vuruşlara denir. El önü denmesinin nedeni alt kolun ve bileğin iç kısmının vuruş sırasında topa dönük olmasıdır (JONES, 1984).
Raketin yanlamasına yere paralel olarak durmasıdır. Sağ vuruşta dikkat edilecek en önemli noktalar ise top gelmeden mümkün olduğu kadar önce raketi geriye açmak, yan dönmek, topa zamanında vurarak raketin topu arkasından takip etmesidir (URARTU, 1994)
El Arkası Vuruş (Backhand):
Ters tarafa seken topa vurmak için doğru teknik arka el hamlesidir. El arkası vuruşu esnek bir harekettir. Raketi iyice geriye alıp sağ ayak ile bir açı yaparak fileye yan dönüp bilek sabit ve dizler bükülü bir durumda topa vurup, hareket, raketi havada vücudun önüne getirerek tamamlanır (URARTU, 1994).
Blok (Vole):
Vole vuruşu top yere değmeden fileye yakın mesafede vurulan vuruşlardır. Vole vuruşunda el önü vole, el arkası vole vuruşları olmak üzere ikiye ayrılır (URARTU, 1994).
Vole vuruşları maçların vazgeçilmez vuruşlarıdır. Hızlı oyuncular en sert ve derin atışları bile arkaya koşarak karşılayabilir (JONES, 1984).
KAYNAKÇA
Meydan Larousse.12.cilt. Meydan yayınevi;1990.s.56
URARTU, Ü., (1996). “Tenis , Taktik, Kondisyon”. İnkılap Kitabevi, İstanbul.
URARTU, Ü., (1994). “Tenis Teknik, Taktik, Kondisyon”. İnkılap Yayınevi, İstanbul.
JONES, C.,(1984)., “Adam Tenis”. İstanbul Adam Yayıncılık, 13–15.
KANDAZ, N., (2001). “2000 Wimbledon Tenis Turnuvası Erkekler Yarı Final ve Final Maçlarında Atılan Servislerin İstatistikî Analizi”. Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Beden Eğitimi Ve Spor AnaBilim Dalı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi.
http://66.102.9.104/search?q=cache:DuOGdHyKZRUJ:www.tenisklinik.com.tr/tekni k_6.asp+biomekanik+forehand&hl=tr&ct=clnk&cd=1&gl=tr. (25.05.2007).
KERMEN O.(2002). “Tenis Teknik ve Taktikleri”. Nobel Yayın Dağıtım. 2. Baskı. Ankara, 58–75.
Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi. 22.cilt. 1986.s. 11411-11412.
Dictionnaire Larousse Ansiklopedik Sözlük. 6. cilt. Milliyet yayınları;1993 s. 2298.
ORTAÇ, D., ‘’Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğrencilerinin Tenise Bakış Açısı ‘’ Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Antrenörlük Eğitimi Bölümü Lisans Bitirme Tezi, 2004, Ankara.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)